Mezoterapi: Medikal Estetiğin Temeli

Mezoterapi, son yıllarda adını sıkça duyduğumuz bir uygulama gibi görünse de, aslında medikal estetiğin uygulandığı ilk günden itibaren yer alan ve temelini oluşturan işlemlerden biridir.

Bir medikal estetik hekimi olarak mezoterapiyi en başından beri önemseyen ve cilt kalitesi açısından birinci sırada gelen uygulamalardan biri olarak gören biriyim. Ancak hızlı sonuç beklentisi ve sabırsızlık gibi nedenlerle kimi zaman dolgu ya da cihaz destekli uygulamalar ön plana çıkmış olabilir.

Bugün gelinen noktada ise cilt kalitesinin, genç ve sağlıklı görünümdeki belirleyici rolü daha net anlaşılmakta ve yalnızca geçici hacim artışları ya da anlık işlemlerin ötesine geçen yaklaşımlar değer kazanmaktadır.

Bu nedenle mezoterapi, hak ettiği şekilde yeniden dikkat çekmekte ve kalıcı cilt sağlığını hedefleyen her tedavi planının önemli bir parçası hâline gelmektedir.

Neden Mezoterapi? Gerçek Hedef Ne Olmalı?

Cildimiz zamanla hem dış etkenlere hem de yaşlanma süreçlerine bağlı olarak canlılığını, parlaklığını ve direncini kaybeder. Hyaluronik asit azalır, kolajen ve elastin üretimi yavaşlar, cilt daha mat, daha kuru ve daha yorgun görünmeye başlar.

Mezoterapi bu döngüyü tersine çevirmeyi hedefler.

İçeriğinde genellikle şu gruplardan etken maddeler bulunur:

• Hyaluronik asit (nem ve dolgunluk),
• Aminoasitler (yapı taşı desteği),
• Vitamin ve mineraller (oksidatif stresle mücadele),
• Peptitler ve büyüme faktörleri (yenilenme ve hücre uyarımı).

Bu maddeler doğrudan ihtiyaç duyulan doku katmanlarına verildiğinde, ciltte hem kısa vadeli ışıltı hem de uzun vadeli bir yeniden yapılanma süreci başlayabilir.

Her Mezoterapi Aynı mıdır?

“Ben mezoterapi yaptırdım ama pek etkisini göremedim…”
“Bir yerde yaptırdım, sizinki neden farklı fiyatlı?”

Bu tür soruların arkasında çok haklı bir kafa karışıklığı olabilir. Çünkü mezoterapi denildiğinde akla gelen uygulamalar her zaman aynı kalite ve içerikte değildir.

Bugün piyasada yüzlerce mezoterapi ürünü vardır. Ancak bunların yalnızca bir kısmı:

• Enjeksiyonla cilde uygulanmaya uygun,
• Sağlık otoriteleri tarafından onaylı,
• Etken maddeleri klinik olarak test edilmiş ürünlerdir.

Mezoterapide kullanılan içerikler, yalnızca ürün kalitesi açısından değil, cilt tipine ve ihtiyacına göre seçilmesi açısından da büyük önem taşır. Her hastaya aynı “gençlik aşısı” yapılmaz; çünkü herkesin cilt yapısı, yaşı, sorunu ve ihtiyacı farklıdır.

Tıpkı kas ağrısı ve kemik ağrısı olan iki kişiye aynı tedavinin verilemeyeceği gibi, mat ve kuru bir cilt ile elastikiyet kaybı yaşayan bir cilt de aynı içerikle desteklenemez.

Bu noktada şunu da unutmamak gerekir: Günümüzde piyasada bazı yüksek kaliteli, tıbbi sınıfta onaylı ve tek şişede eksiksiz bir içerik sunmayı amaçlayan kokteyl ürünler de bulunmaktadır.

Bu tip ürünlerde genellikle hyaluronik asit, aminoasit, vitamin, mineral ve peptitler belli oranlarda yer alır ve temel destek için oldukça yeterlidir. Ancak her bir içerik belli sınırlarda bulunduğu için, hastanın ihtiyacına göre içeriklerin dozları yetersiz kalabilir.

Örneğin; çok kuru bir ciltte daha yüksek oranda hyaluronik asit gerekebilirken, elastikiyet kaybı olan bir ciltte peptit ve lifting etkili içeriklerin daha baskın olması beklenir. Oysa bu kokteyllerde tüm içerikler eşit veya sabit oranlardadır. Bu da, doğru etkiyi elde edebilmek için daha fazla seans uygulama gerekliliği doğurabilir.

Bu yüzden, ürün seçimi kadar uygulayıcının içeriği ve cilt ihtiyacını doğru eşleştirme becerisi de mezoterapide başarıyı belirleyen en önemli unsurlardan biridir.

Doğru Mezoterapi İçin Hangi Faktörler Belirleyicidir?

Etkili ve güvenli bir mezoterapi uygulaması için şu unsurlar bir araya gelmelidir:

• Cilt Analizi:
  Mezoterapiden önce, cildin hangi bölgelerinde ne tür bir ihtiyaç olduğu doğru analiz edilmelidir. Göz çevresi, yanak, alın, dudak çevresi veya gıdı bölgesi… Her bölgenin ihtiyacı ve uygulanacak içeriği farklı olabilir.

• İçerik Seçimi ve Kombinasyon:
  Tek bir ürünle tüm yüze çözüm sunulamaz. Gerekirse farklı kokteyller, farklı bölgelere farklı derinliklerde uygulanmalıdır. Bazı ürünler doktor tarafından bireysel olarak da kombine edilebilir.

• Uygulama Derinliği ve Tekniği:
  Mezoterapide etkinin en önemli unsurlarından biri, ürünün doğru doku katmanına verilmesidir. Bu teknik bilgi ve deneyim gerektirir.

• Tedavi Planlaması:
  Mezoterapi genellikle tek seanslık değil, kür şeklinde planlanan bir tedavidir. Cilt ihtiyacına göre seans aralıkları ve sayısı hekim tarafından belirlenmelidir.

Mezoterapi Öylesine Bir Uygulama Değil, Stratejik Bir Bakım Planıdır

Mezoterapi, yalnızca “ışıltı kazandırmak” için yapılan bir işlem değildir.

Ciltteki eksikleri yerine koymak, zamanla yavaşlayan hücre döngüsünü tekrar canlandırmak ve yaşlanmanın etkilerini yönetebilmek için planlı, içerikli ve kişiye özel bir stratejidir.

Kaliteli ürün, doğru teknik ve iyi bir değerlendirme ile planlandığında mezoterapi sonrası memnun olmayan bir yüzle karşılaşmak çoğu zaman pek olası değildir.

Ancak elbette her tıbbi işlemde olduğu gibi, mezoterapide de kesin sonuç garantisi verilemez. Çünkü aynı içerik, aynı teknikle ve aynı bölgeye uygulansa dahi her cilt farklı yanıt verebilir.

Bazı ciltler 2 seansta belirgin etki gösterirken, bazıları için 3–4 seanslık destek gerekebilir. Bu farklılıklar; cilt yapısı, metabolik hız, yaş, yaşam tarzı ve ürünün içerdiği aktif maddelerin uyumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Önemli olan; bu süreci cildin ihtiyacına göre doğru değerlendirmek, ürün kalitesinden ödün vermemek ve hekimin klinik kararıyla uygun bir planlama yapmaktır.